Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart 28, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Senegal'de Türkçe Coşkusu, Türkiye'de 'Emo' Bozukluğu

Öncelikle başlıktaki üslup için özür dilerim ancak bunu yazmam gerekiyordu. Çünkü hem yeri hem de zamanıydı. Biraz önce Senegal'de Türkçe coşkusu başlıklı bir haber okudum Haberde çok çok güzel şekilde Türkçe konuşan Senegalli çocuklardan bahsediliyordu. Onlara içim yana yana baktım. Sonra aklıma bizim "emolarımız" gelince de bu başlığı atma ihtiyacı duydum. Afedersiniz ama böyle bir kıyaslamadan sonra varın siz kimliğinden habersizlere "bozuk" demeyin!

Sokak Lambası

Baktım kendime, "Ben neyim?" diye. Kaldırdım başımı göğe, Ne bir yıldız kadar kibirli olup uzakta durabilirdim, Ne de ay kadar insanlara yakın... Ne güneş kadar parlaktım İnsanları aydınlatmak için. Ne ayın karanlık yüzü kadar siyahtım. Ne Mars kadar kızıl, Ne Venüs kadar güzel, Ne de Plüton kadar küçüktüm. Ne Satürn gibi parlak bir kuşağım vardı, Ne de Jüpiter kadar parçalanmış bir yüzüm. Bu nedenle vazgeçtim gökyüzünden. Ben orada olamazdım. Ne onlar kadar mükemmel, ne de kusurluydum. Ben olsam olsam sadece bir, Sokak Lambası ydım.  

TÜRKÇE KARŞILIKLAR-V-W-Z

-V W Z- valör :  Fransızca valeur. "Faizin başlangıcına esas olan tarih" anlamında bir ticaret terimi olarak dilimizde sık kullanılan bu söz için Kurulumuz,  geçerlilik  karşılığını önerme ktedir. valüasyon :  Fransızca valuation (değer biçme, kı y met, bir malın değerini belirleme). Kurulumuzun bu kelime için önerdiği karşılık  değerleme 'dir. Örnek:  Bir ülkenin ihracatı ile ithalâtı arasındaki fark giderek açılıyorsa, ortada bir değerleme meselesi var demektir. vanmen şov :  İngilizce one man show (tek adam gösterisi). Teklif ettiğimiz karşılık:  tek adam gösterisi.  Örnek:  Bu oyun, tek adam gösterisine döndü. vantilâtör :  Fransızca ventilateur. "Kapalı bir yerin sıcak ve durgun havasını dalgalandırarak esinti sağlayan veya belli bir ortama temiz hava üfleyen alet" anlamında yaygın olarak kullanılan bu söz için Kurulumuz, birçok öneri arasından  yelveren  ve  estireç  kelimelerinin uygun bir er karşılık olduğunda birleşmiştir. Örnek:  Çifte kademeli

TÜRKÇE KARŞILIKLAR-U-Ü

-U Ü- undercover :  İngilizce under (altında, aşağısında) + cover (kapamak, örtmek). Dilimize İngilizceden “gizli, üzeri örtülü” anlamında geçen bu kelimeye kar-şılık olarak Kurulumuz,  örtülü  kelimesini önermektedir. Örnek:  Her devletin bazı örtülü operasyonları vardır. underground :  İngilizce underground. “Yeraltında, gizli olarak; yeraltı treni, metro” anlamındaki bu kelime sanatın çeşitli dallarında kullanılmaktadır. Kurulumuz, “geleneklerden ve çağdaş cereyanlardan uzaklaşan sanat” anlamıyla dilimize geçen  underground sanat  için  yer altı sanatı, underground müzik  için  yer altı müziği, underground sinema  içinse  yer altı sineması  karşılıklarının uygun olduğu görüşündedir. Örnekler:  Yer altı sineması, yapımda ve yönetimde Amerikan geleneksel sinemasının tüm sınırlarını zorlayan bir tutumu yansıtır. Barda çarşamba ve cumartesi geceleri yer altı m ü ziği yapılıyor. underwriting :  İngilizce underwriting. Bu söz dil i mizde, "bir komisyon veya prim karşılığında s

TÜRKÇE KARŞILIKLAR-T

-T-   tabldot :  Fransızca table d'hôte (ev sahibi sofrası). Karşılığı:  seçmesiz yemek.  Örnek: Seçmesiz yemek usulünde belli yemekleri yemek zorundasınız. tabloid :  İngilizce olan bu söz dilimizde "siyasî ve sosyal meseleleri tek bir haberle veren bir tür gazete" anl a mında kullanılmaktadır. Bu söze Kurulumuz  küçük gazete  karşılığını öner mektedir. Örnek: Gazeteciler, Washington gibi ciddî işlerin yapıldığı başkentte küçük gazetenin büro açmasını dünyanın sonu olarak görüyo rlar. taca çıkmak : yana çıkmak. taç :  İngilizce touch (dokunma, değme). Topun, al a nın yan çizgilerinden dışa çıkması. Teklif ettiğimiz karşılık:  yan. taç atmak (atışı yapmak) : yan atışı ya pmak. taç çizgisi : yan çizgisi. Örnekler:  Abdullah, topun yana çıkmasına engel ol a madı. Yan atışını Tayfur kullanacak. talk şov :  İngilizce talk (konuşma) + show (gösteri, gösteriş). Son zamanlarda ekranda moda olan talk şov, "televizyonda sohbet programı sunan, fakat sohbetten

TÜRKÇE KARŞILIKLAR-S-Ş

-S Ş- sabotaj :  Fransızca sabotage (baltalama). Dilimizdeki karşılığı:  baltalama.  Örnek:  Kazada, baltalama ihtimali de gözden uzak tutulmuyor. sabote etmek :  Fransızca saboter (baltalamak) fiili n den. Dilimizde bu söz için güzel bir karşılık zaten vardır:  baltalamak.  Örnek:  Kışkırtıcı sözler ülkemizin gelişmesini baltalamaktadır. Yangın çıkarmak suretiyle baltalamak için dilimizde özel bir kelime vardır:  kundaklamak. salvo :  İtalyanca salvo. Bu askerî terim dilimizde g e nellikle "top ile yapılan ateş" anlamında kullanılır. Kurul umuz bu kelime için  yaylım ateş  sözünün uygun bir karşılık olduğunu belirtmektedir. Örne k: Ben düşman donanmalarının göğüslerimize açtıkları yaylım ateşleri de gö rdüm. sanitasyon :  Fransızcadan dilimize giren bu söz bir tıp terimi olarak "halk sağlığını korumak ve hastalığı önl e mek için tasarlanan önlemler ve bunların uygulanması" anlamında kullanılmaktadır. Kurulumuz, bu sözün sağlık koruma  kelimesiyle karşılan