Diksiyon Kuralları ve Konuşma Eğitimi
Merhaba arkadaşlar, www.anadilin.com olarak yeni ve okuyucularımız için faydalı olacağına inandığımız bir yazı dizisine başlayacağız. Yazı dizimizin adı: Diksiyon Kuralları ve Konuşma Eğitimi. Bu yazı dizisinde amacımız bir e-diksiyon kursu veya sanal diksiyon kursu oluşturmak. Diksiyon başlı başına oldukça hacimli bir konu olduğu için diksiyon ile ilgili her şeyi tek bir yazıda vermem mümkün değil. Bu nedenle Diksiyon Kuralları ve Konuşma Eğitimi adını verdiğim bu yazı dizisi ile takipçilerime ve okurlarıma Diksiyon Kuralları ve Konuşma Eğitimi hakkında püf noktaları vermeyi amaçlıyorum.
İlk önce "Diksiyon Nedir?" sorusu ile yazı dizimize başlayalım:
Diksiyon; seslerin, sözlerin, vurguların anlam ve heyecan duraklarını kurallarına uygun olarak seslendirme biçimidir.
Yukarıdaki tanım bazı okurlarımız için diksiyonun çok kolay bir şekilde hayata uyarlanabileceğini sanmalarına yol açacaktır. İşte bu koca bir yanılgıdır. Diksiyon eğitimi aslında çok zor ve zaman isteyen bir süreçtir. Örneğin sesleri ele alalım. Türkçede genel kabule göre 3 farklı "a" sesi, 2 farklı "e" sesi, 2 farklı "o" sesi, iki farklı "u" sesi vardır. Sadece bu seslerin çıkarılabilmesi için konuşmamızı sağlayan veya konuşmamıza etki ergen ses aletlerimizin uzun bir süreçte eğitilmesi gerekir. Daha sözlere, vurgu ve tonlamalara geçmeden önce sadece en temelde seslerin bile söylenmesi çok sağlam bir çalışma gerekmektedir.
Türkiye'de genel kanı "k" ve "r"(geliyorum gibi) sesini doğru telaffuz eden insanların diksiyonlarının düzgün olduğudur. Bu çok ama çok büyük bir yanlıştır. İyi bir diksiyona sahip olmak ancak dil, dudak, gırtlak ve burnun çok iyi bir şekilde eğitilmesi ile gerçekleşebilir.
Üstte yazdıklarımdan da anlayacağınız üzere bu yazı dizisi oldukça uzun olacak. Bu yazı dizisini kaçırmamak için altta bulunan takip tuşlarına tıklayın ve bizi Facebook, Twitter, Youtube ve Google+'dan takip edin.
Diksiyon Kuralları ve Konuşma Eğitimi ile ilgili aklınızdan çıkarmayacağınız ilk şey; "Türkçe yazıldığı gibi okunmaz" sözüdür. Evet yıllarca Türkçe okunduğu gibi yazılır, yazıldığı gibi okunur lafı ile büyüdük ancak bu söz artık boşa çıkmıştır. Günümüzde Türkçe yazıldığı gibi okunmayan bir dildir.
Bu durum kesinlikle Türkçenin bir eksiği falan değildir. Bu bütün dillerde olan ve olmaya devam edecek bir durumdur çünkü dil canlıdır. Dil canlı oluşundan ötürü devamlı değişir ve kolay olana doğru ilerler. Örneğin bugün "yapacağım" diye yazarız ama "yapıcağım" diye okuruz.
İlk yazımızın sonuna geldik diğer yazımızda seslerin telaffuzu ve temel diksiyon hatalarından bahsedeceğiz.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yazı ile ilgili görüşlerinizi benimle paylaşın.