Gönlümüz elbette saf Türkçeyi istiyor ancak bu Atatürk'ten kalan ve yok edilmeye çalışılan milli kültür politikamız ile uyuşmadığı gibi dil bilimi mantığıyla da uyuşmuyor. Dünyada diller arası alış veriş kaçınılmazdır. Hele Türkçe gibi bir medeniyet dilinde bu durum muhakkak kendini şiddetli olarak hissettirecektir.
Bizim dilimiz 3000-4000 söze mahkum edilmeyi kaldırmaz. Geçenlerde bir öztürkçe sözlük yayınlandı ve "3750" sözcükten oluşuyordu. Sözlüğü biraz inceledim ve çocuğa okusanız güleceği uydurma sözler, özensiz kelimeler ile doluydu. Dilimizi, bu yüce kimliğimiz "Türkçemizi" bu sözlük ile resmen yerden yere vurmuşlar.
Ulu ata Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin veya son dönemde dilimizin koruyuculuğunu üstlenmiş olan Oktay Sinanoğlu gibi birçok aydın ve araştırmacı Türkçeleşmiş sözlerin atılmasını doğru bulmamakta üstelik buna da şiddetle karşı çıkmakta.
Öztürkçe rüyası yeni bir medeniyet yaratma rüyasıdır ve bunun ilk şartı bizim köklü Türk tarihimizden ve medeniyetimizden koparılmamızdır.
Öztürkçeye ulaşmak için Türk medeniyetinin başladığı ana gidilmeli ve oradan sonrası kabul edilmemelidir. Bu nereden baksanız 3000 koca yıl eder ki kimse bize bu denli bir kötülüğü yapamaz. Atamız bile öztürkçe hatasını görmüş ve derhal Türkçeleşmiş sözleri içine alan "Güneş Dil Teorisi" ile öztürkçe hareketinden ve hatasından dönmüştür.
siteniz faydalı olmuş, sizleri destekliyoruz, ve destekleyeceğiz,
YanıtlaSilwww.asilbeyan.com