"Ne zaman bir köy türküsü duysam, şairliğimden utanırım" der üstad. Gerçekten de bu sözünde o kadar haklı ki...
Bugün bizim yöremizden, Malatya'dan bir çocuğun söylediği Türküyü dinledim. Normalde türkü dinlemek hiç
adetim olmasa da o ses ve içtenlik beni adeta kendine doğru çekti. Bana sanki "illa beni dinleyeceksin ve
beğeneceksin" diyordu.
Peki bu ses beni niye etkiledi?
Bunu bir türlü anlayabilmiş değilim... Bilimadamları insanların gece yatarken birden yüksek bir yerden düşüyormuş hissine kapılarak uyanmalarını şöyle açıklarlar; yabani hayattan kendini korumak isteyen ilk insanlar gece ağaçların yüksek yerlerinde yatarlardı ve bu nedenle gece uyudukları zaman o uyku hali ile ağaçlardan düşerek hayatlarını kaybederlerdi. İşte o ilk atalarımızdan bize miras olarak kalan şey ise birden ağaçtan düşercesine uyanmamızmış. Şimdi "bunun konuyla ne alakası var?" diyeceksiniz. Konuyu şuraya bağlamak istiyorum: Eğer ilk insanlardan bize böyle bir duygu miras olarak kalıyorsa, yakın zamandaki atalarımızdan da onlara ait müzik anlayışı ve zevki de miras olarak kalabilir. Belki de bu kalıtsal miras nedeniyle hiç sevmediğimiz bir müzik türünü bir anda dinleme ihtiyacı hissediyoruzdur. Aşırı ütopik bir yazı mı oldu bilmiyorum ama şu kesin bir gerçek ki atalarımın sesi hiçbir sese benzemez. Dilimizin incelikleri hâlâ bu toplumun içinde, Osmanlıda olduğu gibi bugünde aslını yitirmeden yaşayan Türk halkında... Türk halk kültüründe... Bu arada bahsi geçen türkü de bu, iyi seyirler.
Bunu bir türlü anlayabilmiş değilim... Bilimadamları insanların gece yatarken birden yüksek bir yerden düşüyormuş hissine kapılarak uyanmalarını şöyle açıklarlar; yabani hayattan kendini korumak isteyen ilk insanlar gece ağaçların yüksek yerlerinde yatarlardı ve bu nedenle gece uyudukları zaman o uyku hali ile ağaçlardan düşerek hayatlarını kaybederlerdi. İşte o ilk atalarımızdan bize miras olarak kalan şey ise birden ağaçtan düşercesine uyanmamızmış. Şimdi "bunun konuyla ne alakası var?" diyeceksiniz. Konuyu şuraya bağlamak istiyorum: Eğer ilk insanlardan bize böyle bir duygu miras olarak kalıyorsa, yakın zamandaki atalarımızdan da onlara ait müzik anlayışı ve zevki de miras olarak kalabilir. Belki de bu kalıtsal miras nedeniyle hiç sevmediğimiz bir müzik türünü bir anda dinleme ihtiyacı hissediyoruzdur. Aşırı ütopik bir yazı mı oldu bilmiyorum ama şu kesin bir gerçek ki atalarımın sesi hiçbir sese benzemez. Dilimizin incelikleri hâlâ bu toplumun içinde, Osmanlıda olduğu gibi bugünde aslını yitirmeden yaşayan Türk halkında... Türk halk kültüründe... Bu arada bahsi geçen türkü de bu, iyi seyirler.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yazı ile ilgili görüşlerinizi benimle paylaşın.