Nefis ve cok zengin bir yapıya sahip dilimiz,muhakkak ki kolay bir yoldan gelmemiştir. Her büyük dilin geçirdiği merhaleleri yaşamış,yaşarken de kendi yasalarının dışında hic bir zorlamayı kabul etmemiştir. Büyük diller,büyük milletler ve büyük kültürler yaratır.Ama bu yaratış hiç bir zaman yüzde yüz bir saflık göstermez. Yüzde yüz saflığı ancak Tanrının yarattığı tabiatte arayabiliriz. İnsanla ilgili her şey gibi dil de büyüklüğü nisbetinde yapısına ve gelişimine uygun olanı benimser, benimserken de ne alçalır ne küçülür ne korkar. Çünkü sözünü ettiğimiz benimsemede bir özümleme vardır. Alınan yabancı unsur, bu özümleme işleminde öyle bir çarka tabi tutulur ki sonuç bütünüyle yabancı unsurun aleyhine olur, anlam, biçim,seslenme bakımlarından ASLIYLA HİÇ BİR BENZERLİĞİ OLMAYAN BİR YENİ KELİMENİN BÜYÜK DİLE KATILMASI, O YAPIDAKİ YERİNİ ALARAK ANLAMLAŞMASIDIR BU. EĞER BİR GÜN BİRTAKIM BİLGİSİZ VE APTAL YÜREKLİLERİN BUDALALIĞI, BİR YANDAN MİLLİYETÇİLİĞİ TÜMÜYLE KÖTÜLERKEN ÖTE YANDAN SIRILSIKLAM BİR MİLLİYETÇİLİK HEVESLENMESİNDE DİLDEN BÖYLE BİR ÖZÜMLENME SONUCU KAZANILMIS SÖZLERİ KAZIMAYA KALKARSA, EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ ETMİŞ OLUR. Hele bu dil Türkce gibi bir dilse... Kötülüğün adına hayinlik demek gerekir.
Çünkü Türkçe bugün pek önde gelen dillerin en büyüğüdür. Hem dün hem bugün hem yarın için. 1250 yıl önceki örneğini uzun metinler halinde gördüğümüz Türkçenin o örneklerdeki kesinliği, akıcılığı, kolay söylenişi ve ses düzeni 1250 yıl öncesi için değil bugün icin bile muhteşemdir. O ihtişama erişebilmek için o dilin geriye doğru ve en az bin yıllık bir gelişmeyi yaşamış olması gerekir.Burada o geriye doğru giden bin yılı, o uzun gelişmeyi anlatacak değiliz. Orhun Anıtlarındaki dil bu gelişmeyi rahatça anlatabilecek güçtedir. Ben burada Bilge Kağan- ın ağzından yazılan sözlerden bu yana geçen 1250 yıl içinde Türkçemizin geçirdiği büyük kültür değişmelerine rağmen 20. yüzyılın Türkçe konuşanına söyleyebildiklerini göstermek istiyorum. Başka hiç bir dilin 1250 yıl öncesinden 1250 yıl sonrasında yaşayacak olan insanına, Türkiye kadar çok şeyler söyleyebileceğini sanmıyorum. Türkçemizde bir araştırma yapılmış.Orhun Anıtlarındaki Türkçe esas alınarak bugünün Türkçesinin dallarında nasıl bir yüzdeyle yaşamakta devam ettiği ortaya çıkarılmıştır."Türkmen Devlet Üniversitesi"nden mezun "H.Baylıyev" in araştırmalarına bakılırsa ,Orhun Anıtlarındaki ilk 224 söz bugün konuşulan Türkçede aşağıdaki yüzde nisbetleriyle aynen devam etmektedir."Türkmence" de %89"Azerbaycanca" da %71"Kazakca" da %65"Özbekce" de %68"Tatarca" da %66"Çuvaşca" da %27"Yakutça" da %33"Kırgızca" da %71"Uygurca" da %76"Nogayca" da %76"Tubaca" da%43"Türkiye Türkcesi"nde %65Bu nisbetleme Türkçenin kudretini gösterir, aynı zamanda da hiç bir vesayet hakkı tanımadığını. Çünkü 1250 yıllık gelişiminde başlangıç bölgesindeki Türkçe sözlerin ondan en uzak olan Türkiye Türkcesinde %65 gibi büyük bir ölçüye gelebilmesi ne türedi kurumların ne de ona sahiplenmeye kalkışan uyduruk dil bilginlerinin gayretinden olmuştur. Türkçe şaşmaz yasasına uygun bir gelişimde, hem de büyük kültür değişimi sarsıntılarını sırtlayarak, bütün doğallığıyla bugüne akabilmiştir.Bu, bir dilin, Türkçenin zaferidir sadece! Ve "Orhun" da sonsuza uyanan taşlarımız Türkiye Türkcesinin de teminatı olmuştur; bu haşmetli zaferi belgeleyerek.
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yazı ile ilgili görüşlerinizi benimle paylaşın.