Ana içeriğe atla

TÜRKÇE KARŞILIKLAR-O


-O-
 obsesif : takınçlı.
obsesyon : Fransızca obsession. Bir psikoloji terimi olarak dilimizde "bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşı kurtulamadığı düşünce, sürekli endişe, sabit fikir" anlamlarında kul-lanılmaktadır. Kurulumuz obsesyon kelimesine karşılık olarak takınç kelimesinin kabul edilmesini uygun bulmuştur.
oditoryum : Fransızca auditorium. "Eski Roma’da şairlerin eserlerini dinlemek için toplanılan yer" anlamındaki bu kelime, günümüzde konferanslara elverişli salonlar, radyo evlerinde konser veya temsillerin izlendiği yerler için kullanılmaktadır. Kurulumuz bu söze karşılık olaradinleme salonu kelimesini kabul etmiştir. Örnek: Yıldız Teknik Üniversitesi dinleme salonunda yapılacak olan toplu çalışma bugün 14.30'da başlayacak.
ofans : Teklif edilen karşılık: hücum.
ofansif : Karşılığı: hücuma dayalı. Örnek: Takımı, sürekli olarak hücuma dayalı oyuna yönlendiriyorlar.
off-road : İngilizce off (uzağa, ileriye, öteye) + road (yol). Motor sporları alanında kullanılan ve “her türlü arazi şartlarında özel motorlu araçlarla yapılan yarış” anlamına gelen bu kelime için Kurulumuz, dilimizdezaten var olan arazi vitesi ve arazi aracı kelimelerini de göz önüne alarak arazi yarışıve arazi turu karşılıklarını teklif etmektedir. Örnekler: İki volkanın arasında kalan harika bir vadide arazi yarışı (arazi turu) yaparak El Salvador’a doğru inmeye başladık. Bugüne kadar satışa sunulan arazi araçları arasında ilk kez biri için bu kadar çok talep oldu.
off shore : İngilizceden dilimize geçen bu söz bir bankacılık terimidir. "Kıyıdan uzak, kıyıdan esen" an-lamına gelen bu söz, bankacılıkta "Bir ülkede yabancı paralarla yapılan bankacılık veya bir ülkede vergi mevzuatı, kambiyo sınırlamaları dışında faaliyetini sürdüren bankacılık" şeklinde tanımlanabilir. Kurulumuz, bu söz için kıyı bankacılığı karşılığını önermektedir.
off the record : İngilizce off the record. İngilizceden dilimize geçen bu sözü özellikle gazete sütunlarında tercih edenler, "yayımlanamaz, açıklanamaz, kayıt dışı" anlamlarında kullanmaktadırlar. Kurulumuz bu kelime için yayın dışı sözünü önermektedir. Örnek: Yazar bu açıklamayı yayın dışı, yani yayımlanmaması kaydıyla yapmıştır.
ofsayda düşmek (düşürmek) : açığa düşmek (düşürmek).
ofsaydı bozmak : açığa düşürememek.
ofsayt : İngilizce off + side (yan; kıyı; yön). Teklif ettiğimiz karşılık: açığa düşme.
ofsayt gerekçesi : açığa düşürme gerekçesi.
ofsayt taktiği : açığa düşürme taktiği.
Örnekler: Hakem, açığa düşürme gerekçesiyle golü saymadı. Hakan sık sık açığa düşüyordu.
okazyon : Fransızca occasion (fırsat; etken; kelepir mal). Dilimizde "fırsat" ve "kelepir" anlamlarında kullanıldığı görülmektedir. Teklif ettiğimiz karşılıklar: fırsat, kelepir. Örnekler: Büyük bir fırsat yakaladık. Kelepir mallar ucuz oluyor.
oligopol : Fransızca oligopole. "Birkaç satıcının tekelinde bulunan piyasayla ilgili" anlamına gelen bu söz için Kurulumuz, takım tekeli karşılığını önermektedir. Ayrıca bu sözün oligopolleşme şeklinde kullanılan fiil biçimine karşılık olarak da takımca tekelleşme denilmelidir. Örnek: Bankacılık sisteminde giderek hızlanan ve devletçi ağırlıktaki takımca tekelleşmeye kimse değinmiyor.
omatik : İngilizce. Son yıllarda bankaların yaygın biçimde kullandığı, müşterilere sıra numarası veren makine anlamına gelen bu kelime için Kurulumuz, sıra makinesikarşılığını önermektedir. Örnek: Şirketin Genel Müdürü, sıra makinesi için 50 bin dolarlık yatırım yapıldığını ve şirkette çalışanların yeni sisteme göre eğitildiğini belirtiyor.
ombudsman : İngilizceden dilimize giren bu kelime, "Parlâmento tarafından görevlendirilen, vatandaşları resmî makamların keyfî ve yasa dışı davranışlarına karşı korumakla görevli kişi ve kurum, kamu denetçisi" anlamındadır. Kurulumuz bu terim içikamu denetçisi karşılığının kullanılmasını önermektedir. Örnek:Kamu denetçisi kurumlarda iki önemli özellik bulunur. Anayasal bağımsızlık ve çok geniş bir araştırma yapma hakkı.
on-line : "Bilgisayar sisteminde ana işlem biriminin doğrudan doğruya denetimi altında olan kısım" anlamında kullanılan bu terim için bilgisayarcılarımız güzel bir karşılık kullanmaktadırlar: çevrim içi.Örnek: Sistemlerin çevrim içi bağlantısı PTT'nin kiralık hattı ile sağlandı.
on screen : İngilizce olan bu söyleyiş de daha çok borsayla ilgili işlemlerde geçmektedir. Screenbilindiği gibi “ekran” anlamındadır. Kurulumuz, bu söz yerine ekranda kelimesinin kullanılmasını önermektedir. Örnek: Ekranda hisse senedi ve tahvil borsası resmen başlatıldı.
oportünist : fırsatçı.
oportünizm : Fransızca opportunisme (fırsatçılık, eyyamcılık). Bu kelimenin de dilimizde karşılığı vardır:fırsatçılık. Örnek: Siyasette fırsatçılığın asla hoş karşılanmaması gerekir.
opsiyon : Fransızca option (seçme, tercih; seçilecek şey; şık). Ekonomide, almak veya satmak konusunda kesin karar verme yetkisini ifade eder. Belirlenen süre içinde alıcı veya satıcı karar vermek zorundadır. Bu anlamda teklif ettiğimiz karşılık: seçme yetkisi. Örnek: Alıcı veya satıcı belirlenen süre içinde seçme yetkisine sahiptir. Bankacılıkta ise opsiyon kelimesi, "borç senetlerinin ödenmesi için vade tarihinden itibaren tanınan iki iş günü" anlamında kullanılmaktadır. Bu anlam için teklif ettiğimiz karşılık:ödeme süresi. Örnek: Borç senetlerinin ödeme süresi içinde ödenmesi gerekir.Opsiyon sözü, özellikle ulaşımda, bilet alımında kullanılmakta ve ayırtılan biletin belli bir zamana kadar alınıp alınamayacağına karar verme süresini ifade etmektedir. Bu anlam için teklif ettiğimiz karşılık: seçme süresi. Örnekler: Biletinizi almanız için size yarına kadar seçme süresi tanıyoruz. Süreli bilet (opsiyonlu bilet).
optimal : Fransızca optimal. Dilimizde daha çok bir ekonomi terimi olarak kullanılan bu kelime “en iyi, en yüksek, en uygun” anlamlarındadır. Kurulumuz da bu söz için en uygun karşılığını benimsemiştir. Optimal sözü yanında aynı kökten gelen optimum kelimesi de dilimizde kullanılmaktadır. Kurulumuz bu söz için deuygun değer karşılığının benimsenmesine karar vermiştir. Örnek: Türk tarım işletmeleri küçük oluşları sebebiyle ekonomik yönden en uygun ölçünün çok uzağındadırlar.
optimizasyon : Fransızca optimisation. Türkçede “mümkün olan en iyi duruma getirme” anlamında kul-lanılan bu kelime için Kurulumuz da en uygun duruma getirme karşılığını benimsemiştir.
optimize etmek : en uygun duruma getirmek. Örnek: MMX teknolojisi, aralarında internet iletişimi ve sunu amaçlı geliştirilmiş renk kalitesi, grafik ses ve görünümün yer aldığı mültimedya uygulamalarını en uygun duruma getirmek üzere tasarlandı.
optimizm : Fransızca optimisme. Dilimize bir felsefe terimi olarak “her şeyi en iyi yanından gören, her durumda iyi bir çıkış yolu uman dünya görüşü, iyimserlik, nikbinlik” anlamında geçen bu söze karşılık olarak Kurulumuz, daha önceden teklif edilmiş olan iyimserlik kelimesinin uygun olduğu görüşündedir. Ayrıca bu sözün optimist şeklindeki türevine karşılık olarak iyimser kelimesi kullanılmalıdır. Örnek:Cemil Özeren, Ayna grubu söz konusu olduğunda Güleryüz kadar iyimser bir yaklaşım sergileyemiyormuş.
ordövr : Fransızca hors-d'oeuvre (konu dışı; çerez, meze). "Asıl yemekten önce yenen soğuk yiyecekler" anlamında kullanılan ordövr için teklif ettiğimiz karşılıklar: yemekaltı, ön yemek. "Alt" ve "üst" kelimeleri dilimizde "önce" ve "sonra" anlamına da gelmektedir. "Kahvaltı" kahveden önce demektir; "yemek üstüne" yemekten sonra demektir. Bazı aş evlerimizde yemekten önce gelen sıcak yiyeceklere "bardakaltı" denilmektedir. Bu anlam ve örneklere dayanarak "yemekaltı" karşılığını teklif ediyoruz. Örnek:Yemekaltından (ön yemekten) sonra balık ısmarlasak daha iyi olacak.
oryantasyon : Fransızca orientation. “Yönelme; çevre şartlarına uydurma veya uyma, alışma; yeni bir çevreye alıştırma programı” anlamındaki bu Fransızca kelime için Kurulumuz, alıştırma ve uyumkarşılıklarını önermektedir. Örnek: Akademi İstanbul, öğrencileri için ABD’de alıştırma (uyum) gezileri de düzenliyor.
otanazi : Lâtince euthanasia. Tıpta “özellikle ümitsiz durumda olan hastaların ıstıraplarını dindirmek için doktor kontrolünde hayatlarına son verme” anlamında kullanılan bu kelime için Kurulumuzun teklif ettiği karşılık ölme hakkı’dır. Örnek: Amerika’da ölme hakkını yasal hâle getiren ilk eyalet Oregon oldu.
otomasyon : Fransızca automation. Endüstride, yönetimde ve bilimsel çalışmalarda insan aracılığı ve müdahalesi olmadan işlerin kendiliğinden yürümesi. Bu söz için Kurulumuz, kendiişlerlikkarşılığını önermektedir. Aynı köke dayanan otomatik sözü içinse Kurulumuz, kendiişlerkelimesinin uygun bir karşılık olduğunu kararlaştırmıştır. Örnek: Kâr artışında bilgisayarla sağlanan kendiişlerliğin katkısı olduğunu söyledi.
otoprodüktör : Yunanca autos "kendi kendine" ve İngilizce producer "üretici, yapımcı" biçiminde kurulan bu birleşik kelime "kendi kendine üreten" anlamında kullanılmaktadır. Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak kendiüretir sözünü önermektedir. Örnek: Enerji Bakanlığına başvuruda bulunup kendiüretir olmak isteyenlere 1999 yılının sonuna kadar gaz verilemeyecek.
otorizasyon : Fransızcadan dilimize giren ve genellikle bankacılık terimi olarak kullanılan bu söz, "izin, izin verme; yetki, yetkililik; izin belgesi" anlamını taşımaktadır. Komisyonumuzun bu söze önerdiği karşılıkyetkilendirme’dir. Örnek: Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş bir hâlde, İş Bankasının Ankara’daki kredi kartları merkezini aradım. Karşıma yetkilendirme görevlilerinden Uğurhan Çelik çıktı.
out (olmak) : İngilizce out (dışarıda, dışında; tamamen). "In" kelimesinin zıt anlamlısı olarak "modası geçmek, modası geçmiş şeyler" karşılığında kullanılmaktadır. İngilizce "to be out of fashion" karşılığında fiil olarak tekliflerimiz: tutulmamak, tutulmaz olmak. Örnek: Televizyonda her gün yayımlanan "Ana", eski programlarını tekrar ettiği için tutulmaz oldu.
Modası geçmişler listesinin başlığı olan "out" için teklifimiz: tutulmayanlar, tutulmaz olanlar.
outlet center : İngilizce "dışarı açılan delik, kapı, yol, ağız ve (mal için) pazar, satış alanı" anlamındakioutlet kelimesi ile “merkez ve orta” anlamındaki center’den kurulmuş birleşik bir kelimedir. Kurulumuz bu birleşik söz için fabrikadan satış merkezi karşılığının kullanılmasını önermektedir. Örnek: Türkiye’ye Amerikan tarzı bir alışveriş merkezi daha kazandıran Bayraktar Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı, İzmit’teki Bayraktar Fabrikadan Satış Merkezinin yanında beş yıldızlı bir otel yapıyor.
outsider : dış hissedar.
overnight (O/N) : İngilizce overnight (geceleyin; bir gece içinde). Bir ekonomi terimi olarak basında kullanılmaya başlanan bu terim için teklif ettiğimiz karşılıklar: gecelik, bir gecelik. Örnekler:Gecelik faizler çok düşük. Geçen hafta Merkez Bankasına verilen bir gecelik miktar, bir ara 15 trilyona ulaştı. Hafta boyunca ortalama yüzde 70'lerde olan gecelikler yüzde 60'lara kadar geriledi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Türkçe İsimlerin İngilizceleri

Bazı isimler dünyanın hemen her yerinde ve hemen her toplumunda kullanılmaktadır. Bu isimlerin her yerde kullanılmasının temel nedenleri; ilahi dinlerde geçmeleri, sömürgecilik anlayışına bağlı kültürel aktarımlar sonucu kullandırılmış olmaları, diğer kültürlere özenme, tarihe damgasını vurmuş liderlerin isimleri olmaları... gibidir. Peki bizim dilimiz ile İngilizcede ortak olarak kullanılan isimler nelerdir_  İşte bu isimlerden bazıları: Türkçe-İngilizce Süleyman ----> soloman Yunus ----> Jonah Nuh ----> Noah Zekeriya ----> Zacharia Meryem ----> Mary Adem---->Zdam Kamuran ---->C ameron Can ----> John İsa ----> Jesus Musa ----> Moses Kerem ----> Kareem Kenan ----> Keenan Yusuf ----> Joseph Yasemin ----> Jasmine Bünyamin ----> Benjamin Biryan ----> Brian İshak ----> İsaac Yakup---->Jakop Selin  ----> Selene Defne ----> Dephny Harun ----> Aaron. >>Türk ünlüler İngiliz olsalardı isimleri ne olurdu? Görmek için tıkla

Selfie'nin Türkçe Anlamı Nedir? Selfie'nin Türkçe Karşılığı Nedir?

Selfi'ye Türkçe Karşılık Bir selfie furyasıdır gidiyor memlekette ve dünyada. Herkes selfie çekiyor da nedir bu selfie?  Selfie ne demektir? Türkçe Karşılığı nedir? Öncelikle anlamına bakalım: Selfie , fotoğraf makinasını ter çevirerek insanın kendi resmini çekmesi demektir. Bu kadar basit ama sıkıntı Türkçe karşılığında. TDK geçenlerde yaptığı açıklamada selfie kelimesi için Türkçe karşılık arandığını ancak henüz bir  karşılık bulamadıklarını açıkladı. Ben de sizlere hadi bir beyin fırtınası yapalım diyorum.  Aklııuza gelen ilk Türkçe karşılığı yazın.  Ben de en beğenileni ası(afiş) olarak hazırlayıp yayınlayayım. Facebook impressum hakkında bilgi almak için tıklayın

Düşük Bel Pantolon Nereden Çıkmıştır

Düşük Bel Pantolonun Hikayesi Türk giyim kültürüne Amerika' dan girmiş olan " düşük bel pantolon " un nereden çıktığını biliyor musunuz? Düşük bel pantolon icat ediliş açısından en garip hikayelerden birine sahiptir . Düşük bel pantolon ilk olarak Amerika'daki hapishanelerde kullanılmaya başlanmıştır. Nedeni ise çok ilginç. Hapishanelerdeki mahkumlar cinsel olarak kısıtlandıkları için hem cinslerine ilgi duymaya başlamışlar. Ancak o dönemlerde böyle şeylerin dile getirilmesi adamı ipe götüreceği için mahkumlar da bu isteklerini gardiyanlara belli etmeden gösterebilmek adına bir yöntem geliştirmişler. Bu yöntem yazının başlığından da tahmin edebileceğiniz üzere pantolonu biraz aşağı indirerek popoyu göstermek. Hay gözünü sevdiğimin Türk kültürü, her geçen gün senden kopup nerelere gidiyoruz!.. Hayır pantolonu ilk kullanan milletlerden biri olmasak içim yanmayacak. "Selfie" Sözüne Önerilen En İlginç Türkçe Karşılıklar>> Düşük