Harf devriminin doğal
neticesi olarak dilimizin Arapça ve Farsça kelimelerden mümkün olduğunca
ayıklanmasına çalışıldı ve atılan kelimelerin yerine öztürkçe karşılıklar bulma
yoluna gidildi. Ancak söz konusu uğraşıda o derece ileri gidilmişti ki Atatürk
bir bakıma bu aşırılığı engellemek için Güneş-Dil Teorisi’ni ortaya atmak
zorunda kaldı. Fakat Atatürk’ün ölümünden sonra Dil Kurumu adeta zaptedildi ve dil istismarcıları 1980 yılına kadar kendi
fikirlerinin dışında olanları ya istifaya zorlayarak yahut da zor kullanarak
Kurum’dan uzaklaştırdı. Aralarında Fuat Köprülü, Halide Edip, Yahya Kemal,
Hüseyin Cahit gibi insanlar istifa ederek Kurum’dan ayrılırken Falih Rıfkı,
Halit Fahri, İsmail Habib Sevük, Ahmet Cevat Emre, Besim Atalay, Tahsin
Banguğlu, Abdülkadir İnan, Ahmet Temir, Ali Fehmi Karamanlıoğlu, Muharrem
Ergin, Faruk Kadri Timurtaş, Necmettin Hacıeminoğlu ve Peyami Safa gibi yazar
dilbilimci akademisyen genç yaşlı herkes Kurum’dan atılmış istifaya zorlanmış
veya pasif hale getirilmişti.
1980 öncesinin TDK' sini övenler, yere göğe sığdıramayanlar, asıl TDK o zaman çalışıyordu diyenler şapkalarını önlerine alıp biraz düşünsünler ve bugünü bu kadar eleştirmeden önce biraz olsun geçmişteki hatalardan ders alsınlar. Saygılarımla
www.facebook.com/birsokaklambasi
1980 öncesinin TDK' sini övenler, yere göğe sığdıramayanlar, asıl TDK o zaman çalışıyordu diyenler şapkalarını önlerine alıp biraz düşünsünler ve bugünü bu kadar eleştirmeden önce biraz olsun geçmişteki hatalardan ders alsınlar. Saygılarımla
www.facebook.com/birsokaklambasi
Yorumlar
Yorum Gönder
Lütfen yazı ile ilgili görüşlerinizi benimle paylaşın.